Türk Hukuk Sistemi...
Türk Hukuk Sistemimiz ile ilgili ana prensipler,
1982 Anayasamızın YARGI başlıklı Üçüncü Bölümü’nde 138 ve 160 ıncı maddeler
arasındaki 23 ayrı maddede yer almaktadır.
Mahkemelerin bağımsızlığı
başlıklı 138 inci maddede;hakimlerin görevlerinde bağımsız
olacakları,Anayasaya,kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre
hüküm verecekleri,hiçbir organ,merci veya kişinin yargı yetkisinin
kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği,genelge
gönderemeyeceği,tavsiye ve telkinde bulunamayacağı,yasama ve yürütme organları
ile idarenin,mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları hüküm altına alınmış
olup,
Hakimlik ve savcılık teminatı
başlıklı 139 uncu maddede hakimler ve savcıların azledilemeyecekleri,kendileri
istemedikçe belirli yaştan önce emekliye ayrılamayacakları,özlük haklarından
yoksun kılınamayacakları belirtilmiştir.
Hakimlik ve savcılık mesleği
başlıklı 140 ıncı maddenin 2 nci fıkrasında hakimlerin bağımsızlıklarının ve
teminatlarının bulunduğu tekrar vurgulanmış,
Duruşmaların açık ve kararların
gerekçeli olması başlıklı 141 inci maddede;mahkemelerde duruşmaların herkese
açık olması,küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler
konulması,mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli yazılması,davaların en
az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması gereğine işaret edilmiştir.
Mahkemelerin kuruluşu başlıklı
142 nci maddede mahkemelerin kuruluş,görev ve yetkilerinin,işleyiş ve yargılama
usullerinin kanunla düzenleneceği,
Hakim ve savcıların denetimi
başlıklı 144 üncü maddede ise hakim ve savcıların,görevlerini yasaya uygun
olarak yapıp yapmadıklarını denetleme ve gerektiğinde haklarında inceleme ve
soruşturma yapmanın Adalet Bakanlığının izni ile adalet müfettişlerine veya
kıdemli hakim veya savcılara ait olduğu bildirilmiştir.
Anayasanın 159 uncu maddesi ile
kurulması öngörülen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu;adli ve idari
yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme,atama ve nakletme,geçici yetki
verme,yükseltme ve birinci sınıfa ayırma,kadro dağıtma,disiplin cezası
verme,meslekte kalmaları uygun görülmeyenleri uzaklaştırma görevlerini
yürütmektedir.Kurul’un başkanı Adalet Bakanı olup,Bakanlık Müsteşarı Kurul’un
tabii üyesidir.Kurul’un üç asil ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulu’nca,iki
asil ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulu’nca kendi mensupları arasından her
üyelik için gösterilecek üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca dört yıl için
seçilir.
Kurul kararlarına karşı yargı
mercilerine başvurulamaz ve dolayısı ile Kurul’un verdiği kararlar kesindir.
Siyasi kimliği olan Adalet Bakanı’nın
ve O’nun atadığı Bakanlık Müsteşarının Kurul’da görev alması,Kurul kararlarına
karşı bu kararlardan etkilenen hakim ve savcıların yargı yoluna
başvuramamaları,Yargıtay ve Danıştay Genel Kurulları’nca seçilen adaylar
içerisinden Cumhurbaşkanınca ayrıca tercih yapılarak Kurul’a üye atanması
eleştiri konusu olup Kurul’un bütün üyelerinin meslekten olması,Kurul
kararlarının yargı denetimine açık olması,Cumhurbaşkanınca adaylar içerisinden
tercih yapılması sistemine son verilmesi görüşleri sık sık çeşitli zaman ve
mekanlarda özellikle yargı mensupları tarafından dile getirilmektedir.
Bu genel bilgilerden sonra Türk Hukuk
Sistemini; Anayasa yargısı,Adli Yargı,İdari Yargı,Askeri Yargı başlıkları
altında dört ana bölüm halinde incelemek uygun olacaktır :
A-ANAYASA YARGISI
Türk Hukuk Sisteminde Anayasa Yargısı,Anayasa
Mahkemesi eli ile yürütülür.
1982 Anayasası’nın 146 ila 153 üncü
maddeleri arasında düzenlenen Anayasa Mahkemesi,Türk Hukuk sistemine ilk defa
bundan önceki 1961 Anayasası ile girmiştir.
On bir asıl ve dört üyeden kurulu olan bu yüksek
mahkemenin üyeleri bu asli görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev
alamazlar.Cumhurbaşkanı,iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay,iki asıl ve bir
yedek üyeyi Danıştay,birer asıl üyeyi Askeri Yargıtay,Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından üye
tam sayılarının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday
içinden,bir asıl üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan
Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından,üç
asıl ve bir yedek üyeyi ise üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından
seçer.Anayasa Mahkemesi,asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkan vekili seçer,süresi
bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri beş ana
başlık altında toplanabilir:
Bunlardan ilki,kanunların,kanun hükmünde
kararnamelerin,Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün şekil ve esas
bakımlarından ve Anayasa değişikliklerinin de sadece şekil yönünden Anayasa’ya
uygunluğunu denetlemek,ikincisi Anayasa’nın 148 maddesinin 3 üncü fıkrasında
gösterilen kişileri;yani,Cumhurbaşkanını,Bakanlar Kurulu üyelerini,Anayasa
Mahkemesi,Yargıtay,Danıştay,Askeri Yargıtay,Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan
ve üyelerini,Başsavcılarını,Cumhuriyet Başsavcı vekilini,Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlarından
dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamaktır.Yüksek Mahkemenin, Yüce Divan
sıfatıyla vermiş olduğu kararlar kesin olup Mahkemenin teşekkül tarzı
itibariyle üyeleri arasında hukukçu ve özellikle ceza hukukçusu olmayanların da
bulunabilir olması sebebi ile bir ceza mahkemesi gibi kesin mahkumiyet kararları
verebilmesi eleştiri konusu olmakta,bu görevin Yargıtay’ın Ceza Dairesi
Başkanlarından oluşturulacak bir heyete verilmesinin daha uygun olacağı
görüşleri ileriye sürülmektedir.Bu yüksek mahkeme ayrıca siyasi partilerin
kapatılması hakkındaki davaları sonuçlandırır,siyasi partilerin mali denetimini
yapar,milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına Türkiye
Büyük Millet Meclisince karar verilmesi hallerinde ilgililerin iptal istemlerini
karara bağlar,Uyuşmazlık Mahkemesine başkanlık edecek üyeyi kendi üyeleri
arasından seçer.
Mahkemenin ilk görevi ile ilgili olarak
iptal davası açmak yetkisi Cumhurbaşkanına,iktidar ve ana muhalefet partisi
Meclis gruplarına,Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri
tutarındaki üyelere aittir.Dava açma süresi ise iptali istenen mevzuatın Resmi
Gazetede yayınlanmasından başlayarak altmış gündür.Mahkemeler de uygulamaları
gereken kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı
görmeleri veya taraflardan birinin ileri sürdüğü Anayasa’ya aykırılık iddiasını
ciddi bulmaları durumunda yüksek Mahkemeye başvurabilirler.Mahkemenin verdiği
iptal kararları kesin olup gerekçesi yazıldıktan sonra açıklanır ve Resmi
Gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe girer,olayın özelliğine göre yüksek
Mahkeme iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir,böyle
durumlarda Türkiye Büyük Millet Meclisi iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki
boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara
bağlar,iptal kararları geriye yürümez.Resmi Gazetede hemen yayınlanması gereken
iptal kararları,yasama,yürütme ve yargı organlarını,idare makamlarını,gerçek ve
tüzel kişileri bağlar.
B-ADLİ YARGI
Anayasa’nın 154 üncü maddesi ile 2797 sayılı
Yargıtay Kanunu’na göre kurulan Yargıtay,adli yargı alanındaki en üst mahkeme
olup,adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine
bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.Bu görevinin dışında
kanunlarla belirlenen bazı davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmakla
yükümlüdür.Yargıtay üyeleri,birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve
Cumhuriyet Savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu’nca üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçilirler.
Yargıtay ,Osmanlı İmparatorluğu’nun son
dönemlerinde Padişah Abdülaziz tarafından 6 Mart 1868 tarihinde DİVANI AHKAMI
ADLİYE adı ile kurulmuş,18 Haziran 1879 tarihinde MAHKEME-İ TEMYİZ adını
almış,İmparatorluğun yıkılmasından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükümetince Sivas ilinde MUVAKKAT TEMYİZ HEYETİ adı ile oluşturulmuş, daha
sonra Eskişehir’e TEMYİZ MAHKEMESİ adı ile nakledilmiş, 10 Ocak 1945 tarih ve
4695 sayılı Yasa ile bugünkü adını almıştır.Yargıtay, 1935 yılı Eylül ayında
Eskişehir’den başkent Ankara’ya taşınmış olup iş yükünün artması sonucu yeni
Daire’ler ilavesi ve dolayısıyla yeni üyelere gereksinim olması sebebi ile bugün
üye kadrosu bakımından dünyada eşi olmayan bir hüviyete bürünmüştür.
Yargıtay,mahalli mahkemelerden tetkik
edilmek üzere kendisine gelen dosyalardaki ihtilafların cins ve niteliklerine
göre hukuk ve ceza daireleri olarak ikiye bölünmüş durumdadır,bu dairelerin
sayısı artan iş hacmine göre artırılmakta ve birden başlamak üzere her daire
teselsül eden sayılar almaktadır.Yargıtay’da yirmi bir hukuk,on bir ceza dairesi
ve her dairede bir daire başkanı ile yeteri kadar üye bulunur.Şüphesiz ki bu
daireler arasında Yargıtay Yasasında öngörülen bir işbölümü
bulunmaktadır.Yargıtay hukuk daireleri başkan ve üyelerinden oluşan Hukuk Genel
Kurulu ve keza ceza daireleri başkan ve üyelerinden oluşan Ceza Genel Kurulu
mevcut olup bu yüksek kurullar da Yasada kendilerine verilen görevleri yerine
getirmektedirler.Bunların dışında Yargıtay birinci başkanı,birinci Başkan
vekilleri,daire başkanları,üyeler,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcı vekilinden oluşan Yargıtay Büyük Genel Kurulu,Yargıtay
birinci başkanı ile birinci başkan vekillerinden ve daire başkanlarından oluşan
Başkanlar Kurulu,Birinci Başkanlık Kurulu,Yüksek Disiplin Kurulu ve Yönetim
Kurulu gibi diğer yapılanmalar da mevcuttur.
Yargıtay bünyesi içerisinde Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı adı ile oluşturulan teşkilat,Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı,Başsavcı Vekili ,Başsavcı Başyardımcısı ile yeteri kadar Cumhuriyet
Başsavcı yardımcılarından teşekkül etmiş olup Yargıtay Yasası’nın 27 ve 28 inci
maddelerinde sayılan görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.
Adli yargı teşkilatını öncelikle
hukuk ve ceza mahkemeleri olarak ikiye, daha sonra her ikisini de
genel ve ihtisas mahkemeleri olarak yine ikiye ayırmak uygun olur.
HUKUK MAHKEMELERİ
a-Genel mahkemeler:
aa-Sulh Hukuk Mahkemeleri:
Tek hakimli olan bu mahkemelerin
görevi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinde belirtilmiş olan
istisnai davalara bakmaktır.İşi çok olan yerlerde bu mahkemeler birden ziyade
olabilir,her il ve ilçe merkezinde,işi çok olan bucaklarda sulh mahkemesi
kurulur.
bb-Asliye Hukuk Mahkemeleri:
Her ilçede ve il merkezinde
kurulu bulunan asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemeler olup Sulh Hukuk
Mahkemelerinin görevi dışında kalan bütün davalara ve işlere bakmakla
görevlidirler.Bu mahkemeler de işin çokluğuna göre birden ziyade olabilir,tek
hakimli mahkemelerdir.Ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde o yer
asliye hukuk mahkemesi aynı zamanda ticaret mahkemesi sayılır ve ticari davalara
da bakar.
b-İhtisas Mahkemeleri:
aa-İş Mahkemeleri:
5521 sayılı İş Mahkemeleri
Kanunu’nun 1.maddesinde öngörülen iş davalarına bakan tek hakimli mahkemeler
olup bu tür davaların ve ihtilafların yoğun olduğu yerlerde görülen lüzum
üzerine kurulurlar.
bb-Ticaret Mahkemeleri:
Ankara,İstanbul,İzmir gibi ticari
nitelikte davaların yoğun olduğu merkezlerde kurulu olan bir başkan ve iki
üyeden müteşekkil toplu mahkemeler olup o yerlerdeki asliye hukuk mahkemelerinin
birer dairesi durumundadırlar.İşin yoğunluğuna göre birden ziyade ticaret
mahkemesi kurulabilir.Görevleri 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde
zikredilen ticari davalara bakmaktır.
551 sayılı Patent Haklarının
Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 146 ncı,554 sayılı Endüstriyel
Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 58 inci,555
sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname’nin
30 uncu,556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kararname’nin 71 inci
maddelerine göre 25.12.2000 tarihi itibari ile İstanbul ilinde üç hakimli toplu
mahkeme şeklinde çalışacak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile 4077 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dan doğan uyuşmazlıklara bakmak üzere
İstanbul,Ankara ve İzmir illerinde tek hakimle çalışacak Tüketici Mahkemeleri
kurulmuştur.
5846 sayılı Yasanın 76 ıncı
maddesinde 4630 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin bir sonucu olarak 26.3.2001
tarih ve 335 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararı ile İstanbul
ilindeki Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi,5846 sayılı Yasa ile ilgili
ihtilaflara da bakmakla görevlendirilmiş,İstanbul dışındaki yerlerde ise
Komisyonların bulunduğu ağır ceza merkezlerinde olmak üzere;hukuk davalarına
asliye hukuk mahkemelerinin,ikiden fazla hukuk mahkemesi varsa 3 nolu asliye
hukuk mahkemesinin,iki asliye hukuk mahkemesi varsa 1 nolu asliye hukuk
mahkemesinin bakması uygun görülmüştür.
cc-Tapulama (Kadastro) Mahkemeleri:
766 sayılı Tapulama Kanunu’na göre
kurulan ve tek hakimli olan bu mahkemeler,3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun
48.maddesi ile 766 sayılı Yasanın iptal edilmesi sonucu 3402 sayılı Yasanın
geçici 1.maddesine göre kadastro mahkemesi adını almıştır,görevlerini 3402
sayılı Yasa hükümlerine göre yürütürler.
çç-İcra Tetkik Mercileri:
2004 sayılı İcra ve İflas
Kanunu’na göre kurulan ve tek hakimli olan bu mahkemeler,kendilerine bağlı olan
İcra ve İflas Dairelerinin muameleleri ile ilgili itirazları ve bu dairelerin
görevlileriyle alakalı şikayetleri değerlendirerek bir sonuca bağlarlar,ayrıca
İcra İflas Kanunu’nun 331 ve devamı maddelerinde düzenlenen icra ve iflas
suçlarına ilişkin tahkikatları yürüterek sorumluları hakkında Yasada öngörülen
cezaları tertip ederler.
CEZA MAHKEMELERİ
a-Genel Mahkemeler:
aa-Sulh Ceza Mahkemeleri:
Tek hakimli mahkemeler olup,özel
yasalarda ve tüzüklerde sulh ceza mahkemelerinin göreceği belirtilen kabahat
cinsinden davalara,Türk Ceza Kanunu’nun 11.maddesinde tanımı yapılan kabahatlere
mahsus cezaları gerektiren fiillerle ilgili davalara,yukarı sınırı bir seneyi
geçmeyen hapis cezasını gerektiren fiillerle ilgili davalara,idari mercilerce
verilmiş olan ve Sulh Ceza Mahkemelerine itiraz edilebileceği belirtilen
kararlarla ilgili davalara bakmakla görevlidirler.Duruşmalarında Cumhuriyet
Savcısının hazır bulunması söz konusu değildir.Sulh Ceza Mahkemesinin kurulu
bulunduğu mahallin iş durumuna göre birden ziyade olabilir ve yine iş durumuna
göre bunlardan birisi Trafik Mahkemesi olarak görevlendirilebilir.
bb-Asliye Ceza Mahkemeleri:
Sulh Ceza ve Ağır Ceza
Mahkemelerinin görevleri dışında kalan,özel yasasında asliye ceza mahkemesince
görülüp karara bağlanacağı açıklanan veya özel yasasında hangi mahkemede görülüp
karara bağlanacağı açıklanmamış olmakla birlikte sulh ve ağır ceza mahkemesinin
görevi içinde bulunmayan bütün ceza davalarına bakmakla görevli,tek hakimli
mahkemelerdir.Her asliye ceza mahkemesi nezdinde bir Cumhuriyet Savcısı bulunur
ve duruşmalarına iştirak eder.Bu mahkemeler de iş yoğunluğuna göre birden
başlamak üzere teselsül eden numaralar alarak adlandırılırlar ve bunlardan 1
numaralı olan kaçakçılık davalarına,2 numaralı olan basın yolu ile işlenen
suçlarla ilgili davalara bakarlar.Bölgenin özelliği gerektiriyorsa bu
mahkemelerden bir tanesi kambiyo suçlarına bakmakla görevlendirilir.
551 sayılı Patent Haklarının
Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname,554 sayılı Endüstriyel
Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname,555 sayılı Coğrafi
İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname,556 sayılı Markaların
Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu’nda zikredilen ceza davalarına bakmak üzere İstanbul ilinde tek
hakimli Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi;Kararnamelere muhalefet yönünden
25.12.2000,5846 sayılı Yasaya muhalefet yönünden 26.3.2001 tarihi itibari ile
görevlendirilmiştir.İstanbul dışındaki yerlerde ise Komisyonların bulunduğu ağır
ceza merkezlerinde olmak üzere asliye ceza mahkemesinin,ikiden fazla asliye ceza
mahkemesi varsa 3 nolu asliye ceza mahkemesinin,iki asliye ceza mahkemesi varsa
1 nolu asliye ceza mahkemesinin görevlendirilmesine Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu’nca karar verilmiştir.
cc-Ağır Ceza Mahkemeleri:
Bir başkan ve iki üyeden teşekkül eden bu
mahkemeler,Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 421 inci maddesinde sayılan
ölüm,ağır hapis ve on seneden fazla hapis cezalarını gerektiren cürümlerle
ilgili davalara bakarlar,bu mahkemelerin duruşmalarında da Cumhuriyet Savcısı
hazır bulunmaktadır.Ağır Ceza Mahkemeleri de kurulu bulundukları bölgenin iş
durumuna göre birden ziyade olabilir,Asliye Ceza Mahkemelerinde olduğu gibi 1
numaralı olanlar kaçakçılık,2 numaralı olanlar basın davalarına bakmakla
yükümlüdürler.Bunların dışında kalmakla birlikte suçluların görev,sıfat ve
memuriyetleri sebebi ile ağır ceza mahkemelerinde görülmesi kararlaştırılan
davalara da bakarlar.
b-İhtisas Mahkemeleri:
aa-Devlet Güvenlik Mahkemeleri:
Bu mahkemeler, 1983 yılında kabul
edilen 2845 sayılı Yasa ile kurulmuşlardır.Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü,hür demokratik düzen,Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan
doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin davalara
bakmak üzere sekiz ayrı ilde halen faaliyetlerini sürdürmektedirler.Her
mahkemede bir başkan ve iki asıl üye ile ayrıca iki de yedek üye vardır.Son
değişikliğe kadar asıl ve yedek üyelerden birer tanesi askeri hakim statüsünde
iken şu anda bütün hakimleri sivil yargıçlardan oluşmaktadır.Keza evvelce
Savcılık teşkilatı içerisinde askeri savcılar da yer almakta iken bu uygulamada
dahi ortadan kalkmış durumdadır.Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevi, 2845
sayılı Yasanın 9 uncu maddesi ile 1991 yılında yürürlüğe giren 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanunu’nda sayılan suçlarla ilgili davalara bakmaktır.Bu
mahkemelerde de asıl olarak Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu tatbik edilmekle
birlikte bir iki noktada farklı muhakeme usullerinin tatbik edilmesi
görevlerinin özelliğinden kaynaklanmakta,ancak bu husus tenkit konusu olmaktan
kurtulamamaktadır.
bb-Çocuk Mahkemeleri:
1979 yılında kabul edilen 2253
sayılı Yasa ile kurulan bu mahkemeler bir başkan ve iki üyeden oluşan toplu
mahkemelerdir.15 yaşını bitirmeyen küçükler tarafından işlenen ve genel
mahkemelerin görevine giren suçlara ilişkin davalara bakmakla
yükümlüdürler.Yasanın 30.maddesine göre Adalet Bakanlığınca her çocuk
mahkemesine yeteri kadar sosyal hizmet uzmanı,pedagog,psikolog ve psikiyatr
atanır.
C-İDARİ YARGI
Anayasa’nın 155 inci maddesi gereğince kurulan
Danıştay,idari yargının en üst sırasında yer alan yüksek idare mahkemesi,danışma
ve inceleme merciidir.Yönetimi ve temsili Danıştay Başkanına ait olup Hükümet’le
olan ilişkilerini Başbakanlık aracılığıyla yürütür.Danıştay’da karar organları;
Daireler,Danıştay Genel Kurulu,İdari İşler Kurulu,İdari Dava Daireleri Genel
Kurulu,Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu,İçtihatları Birleştirme
Kurulu,Başkanlık Kurulu,Yüksek Disiplin Kurulu,Disiplin Kurulu gibi bölümlerden
oluşmaktadır. 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 23 üncü maddesinde sayılan
görevleri arasında;idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinden verilen
kararlarla,ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülen davalarla ilgili
kararlara karşı temyiz istemlerini incelemek ve karara bağlamak,kanun tasarı ve
teklifleri hakkında görüş bildirmek,tüzük tasarılarını ve imtiyaz sözleşmelerini
incelemek,Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından gönderilen işler hakkında
kanaat belirtmek gibi hususlar vardır.
İdari Yargı bölümünde Danıştay’dan
sonra söz edilmesi gereken mahkemeler sırası ile Bölge idare mahkemeleri,İdare
mahkemeleri ve Vergi mahkemeleridir.Bu mahkemelerin görevleri,kuruluş ve
işleyişleri 1982 yılında kabul edilip yürürlüğe giren 2576 sayılı Yasa ile
düzenlenmiştir.Her üç mahkeme de birer başkan ve ikişer üyeden oluşan toplu
mahkemelerdir.
a-Bölge idare mahkemeleri :
Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemelerinde
tek hakim tarafından 7 inci madde hükümleri uyarınca verilen kararları itiraz
üzerine inceleyerek karara bağlar,idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan
görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözümler.
b-İdare mahkemeleri :
İdarenin yaptığı tasarruflar ve uygulamalarla
ilgili iptal davalarını,genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan
idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin
davaları sonuca bağlar.
c-Vergi mahkemeleri :
Genel bütçeye,il özel idareleri,belediye ve
köylere ait vergi,resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunlara ilişkin
zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,6183 sayılı Amme Alacakları
Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları halleder.
D-ASKERİ YARGI
Askeri yargının üst dereceli mahkemesi olan
Askeri Yargıtay, Anayasa’nın 156 ıncı maddesi ile düzenlenmiş olup,askeri
mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.Bu görevinin
dışında asker kişilerin kanunla gösterilen belli davalarına ilk ve son derece
mahkemesi olarak bakar.Askeri Yargıtay üyeleri, birinci sınıf askeri hakimler
arasından Askeri Yargıtay Genel Kurulu’nun her boş yer için göstereceği üçer
aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
a-Askeri Mahkemeler :
353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve
Yargılama Usulü Kanunu’na göre kolordu,ordu,kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay
Başkanlığı nezdinde Milli Savunma Bakanlığınca kurulan,iki askeri hakim ve bir
subay üyeden müteşekkil mahkemelerdir.Genelkurmay nezdindeki askeri
mahkeme,general ve amiralleri yargıladığı zaman üç askeri hakim ile iki general
veya amiralden teşekkül eder.200 veya daha fazla sanıklı davalarda askeri
mahkemelerde dört hakim ve bir subay üye bulunur.Askeri mahkemeler, 353 sayılı
Yasanın 9 uncu maddesinde zikredilen,asker kişilerin askeri olan suçları ile
bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve
görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla
görevlidirler.Aynı Yasanın 11 inci maddesinde zikredilen suçları işlemeleri
durumunda asker olmayan kişilerin de askeri mahkemelerde yargılanmaları
mümkündür.
b-Disiplin Mahkemeleri:
477 sayılı Yasa ile kurulmaları
öngörülen disiplin mahkemeleri,biri başkan,ikisi üye olmak üzere üç subaydan
müteşekkil olup,alay,tümen,kolordu,ordu,Jandarma Genel Komutanlığı,Kuvvet
Komutanlıkları,Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı ve Genelkurmay Başkanlığı
nezdinde kurulur,asker kişilerin 477 sayılı Yasada zikredilen disiplin suçlarına
ait davalara bakarlar.Bu mahkemelerin vereceği kararlara bir üst disiplin
mahkemesine üç gün içerisinde itirazda bulunulabilir.İtiraz üzerine verilen
kararlar kesin olup,verilen hükümlerde kanuna aykırılık bulunduğunun tespit
edilmesi durumunda Genelkurmay Başkanı,Askeri Yargıtay’a başvurması için Askeri
Yargıtay Başsavcısına yazılı emir verilmesi hususunda Milli Savunma Bakanından
istemde bulunabilir.
c-Sıkıyönetim Mahkemeleri:
Anayasa’nın 122 inci maddesindeki şartların
tahakkuku halinde ilan edilen sıkıyönetim ilanı kararı üzerine 1402 sayılı
Sıkıyönetim Kanunu’nun 12 ila 23 üncü maddelerinde düzenlenen sıkıyönetim
mahkemelerinin görevleri 15 ve 16 ıncı maddelerde,uygulanacak usul hükümleri 18
inci maddede detaylı olarak sayılmış olup arızi mahkemelerdir,bölgesinde
sıkıyönetim ilan edilen komutanlık nezdindeki askeri mahkemeler,sıkıyönetim
ilanı ile birlikte sıkıyönetim askeri mahkemesi sıfatını kazanırlar.Bu
mahkemelerden verilen kararların son inceleme mercii de askeri mahkemelerde
olduğu gibi Askeri Yargıtay’dır.
Türk Hukuk Sistemini; Anayasa
Mahkemesi,Yargıtay,Danıştay ve Askeri Yargıtay gibi dört yüksek dereceli
mahkemenin ve bu mahkemelerin daha alt kademelerindeki diğer mahkemelerin
gördükleri işlere göre Anayasa Yargısı,Adli Yargı,İdari Yargı ve Askeri Yargı
olmak üzere dört ana başlık altında inceledikten sonra Anayasa’nın 157 inci
maddesinde yüksek dereceli mahkemelerin beşincisi olarak gösterilen Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi’nden ve daha sonra yine Anayasa’nın sıralamasına uygun
olarak 158 inci maddede düzenlenen altıncı yüksek mahkeme olan Uyuşmazlık
Mahkemesi’nden bahsetmek yerinde olacaktır.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ:
Bu mahkeme, 1972 yılında yürürlüğe
giren 1602 sayılı Yasa ile kurulmuş olup,teşkilatı Milli Savunma Bakanlığı
kuruluş ve kadrolarında gösterilir.Organları Daireler,Daireler Kurulu,Başkanlar
Kurulu,Yüksek Disiplin Kurulu ve Genel Kurul’dur,üyeleri iki yılını doldurmuş
kurmay yarbaylarla, albay rütbesinde üç yılını doldurmamış kurmay subaylar ve en
az yarbay rütbesinde birinci sınıf askeri hakimler arasından, her boş üyelik
için Askeri Yüksek İdare Mahkemesince ve Genelkurmay Başkanlığınca gösterilecek
üçer aday arasından Cumhurbaşkanınca seçilirler.Bu yüksek dereceli mahkeme,asker
kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan
uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini yapar.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ:
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve
İşleyişi Hakkında Kanun’la düzenlenen bu mahkemenin görevi,adli,idari,askeri
yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak
çözmektir.Hukuk ve ceza bölümleri mevcut olup hukuk uyuşmazlıkları Hukuk
Bölümünde,ceza uyuşmazlıkları Ceza Bölümünde karara bağlanır.Her bölüm bir
başkan ile altı üyeden oluşur.Birlikte toplanan Hukuk ve Ceza
Bölümleri,Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunu teşkil ederler.Mahkeme
Başkanı,Anayasa Mahkemesince kendi asıl ve yedek üyeleri arasından seçilir.Hukuk
Bölümü üyeleri,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu , Danıştay Genel Kurulu ve Askeri
Yüksek İdare Mahkemesince gösterilecek adaylar arasından Cumhurbaşkanınca
seçilirken,Ceza Bölümü üyeleri,Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Askeri Yargıtay
Genel Kurulunca gösterilecek adaylar arasından yine Cumhurbaşkanınca seçilirler.
Anayasa’nın 160 ıncı maddesinde zikredilen
SAYIŞTAY klasik anlamda bir mahkeme olmamakla birlikte bu maddenin gerekçe
kısmında hesap mahkemesi olarak nitelendirilmekte ve hatta bazı hesap
konularında kesin hüküm verdiği için yüksek mahkeme olarak kabul
edilmektedir.Ama öte yandan Anayasanın Yüksek mahkemeler başlığı
altındaki 146 ve 159 uncu maddeleri arasında isimleri sayılan Anayasa
Mahkemesi,Yargıtay,Danıştay,Askeri Yargıtay , Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve
Uyuşmazlık Mahkemesi arasında Sayıştay’ın zikredilmemesi 160 ıncı maddenin
gerekçesi ile çelişmektedir.
Sayıştay,genel ve katma bütçeli
dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına denetlemek,sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve
kanunlarla verilen inceleme,denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla
görevlidir.Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer, yazılı bildirim
tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere karar
düzeltilmesi isteminde bulunabilirler.Bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna
başvurulamaz.
Sayıştay’ın yaptığı denetim,parlamento
adına yürütülmekle birlikte,planlanmasında,uygulanmasında ve gerektiğinde
sonuçlarının parlamentoya ulaştırılmasında tümüyle bağımsız olan bir
faaliyettir.Bu denetim,yasama,yürütme ve yargı faaliyetleri içine
yerleştirilemeyen nevi şahsına münhasır bir kamu faaliyetidir.Osmanlı
İmparatorluğunun son dönemlerinde Padişah Abdulaziz tarafından 29 Mayıs 1862
tarihinde kurulan Sayıştay, 1876 tarihli Anayasa’da yer alarak ilk defa Anayasal
bir kuruluş haline gelmiş,daha sonra çıkartılan 1924,1961 ve halen yürürlükte
olan 1982 Anayasalarında da yer alarak bu hüviyetini sürdürmüştür.Sayıştay
Birinci Başkanı yedi yıllık bir süre için,Sayıştay üyeleri ise herhangi bir süre
kaydına bağlı olmaksızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce seçilmektedir.Sayıştay
Birinci Başkanı ve üyeleri ile meslek mensuplarına yargıçlar için öngörülen
teminatlar tanınmıştır.
Son olarak, Anayasa’nın YASAMA başlıklı
bölümündeki 79 uncu maddede zikredilen YÜKSEK SEÇİM KURULU’ndan kısaca
bahsetmek yerinde olacaktır.Bu Kurul,klasik anlamda yargısal bir faaliyet
içerisinde olmamakla,bu maddenin 1 inci fıkrasında yazılı bulunan
seçimler,yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır
hükmüne uygun olarak kurulmakla birlikte yedi asıl ve dört yedek üyeden teşekkül
eden oluşumu içerisinde yer alan üyelerin hepsi Yargıtay ve Danıştay Genel
Kurullarınca seçilen ve bu yüksek dereceli mahkemelere mensup olan
hakimlerdir.298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanun’un 11 ila 15 inci maddelerinde zikredilen seçimle ilgili görevleri yerine
getirmekle yükümlüdür.31.5.2002 İstanbul
Basın Savcısı Cevat Özel